OKUMA-YAZMA ETKİNLİKLERİ HAZIRLANIRKEN DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

OKUMA-YAZMA ETKİNLİKLERİNİN PLANLANMASINDA VE UYGULANMASINDA DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

25.06.2011 09:55

 

 Okuma, yazma hazırlık çalışmalarından hangisine yer verileceği eğitim programdaki amaçlar ve kazanımlar doğrultusunda karar verilmeli, ayrıca
çocukların ilgileri, ihtiyaçları, yaş ve gelişim düzeyleri dikkate alınarak planlanmalıdır.

 Okuma, yazma hazırlık çalışmalarının planlanmasında basitten karmaşığa doğru bir sıra izlenmelidir. Böyle bir öğrenme deneyimi, kavramların öğrenilmesine katkıda bulunur.
 Okuma yazmaya hazırlık çalışmalarının her biri kendi içinde basitten zora doğru basamaklandırılarak aşamalı olarak planlanmalıdır.
 Okuma, yazma hazırlık çalışmaları ve kavram geliştirici çalışmalar bireysel ya da grup çalışmaları olarak planlanabilir.
 Okuma yazmaya hazırlık çalışmalarının basit anlaşılır bir yönergesi olmalıdır. Çocukların bu çalışmaları yönergeye uygun olarak yapmaları sağlanmalıdır.
 Öğretmenin kalıcı olması için çocuk alıştırmalarda, aktif olmalı, uygulamaları kendi yapmalıdır.
 Okuma yazmaya hazırlık çalışmaları planlanırken öğrenim şartları gelişimin bir alanıyla sınırlandırılmamalı, çocuğun bütün gelişimine etki etmelidir. Başka bir deyişle, öğretmen, kavram geliştirici alıştırmayı sunarken bu alıştırmayı, diğer gelişim alanlarıyla birleştirmelidir. Örneğin, Büyük/ küçük kavramını öğretirken, sosyal gelişim alanıyla ilgili, bir öğrenim yaşantısı düşünülebilir. Çocuğun aile bireylerinin büyük/küçük olarak ayırt edilmesi sağlanır.
 Okuma- yazmaya hazırlık çalışmaları planlanmasında öğretmen okulda öğrettiklerini, çocuğun evdeki deneyimleriyle pekiştirilmelidir. Aile katılımı ve desteği de sağlanmalıdır.
 Çocuğun okuldaki başarısına duygusal desteği ailesi tarafından sağlanır. Örneğin, çocuğun başardığı bir kavram geliştirici çalışma resim vb. evde görülebilecek bir yere asılabilir.
 Kavram geliştirici çalışmalar öğrenciye “Hazır olduğu” dönemlerde verilmelidir. Böylece algılama etkili ve kalıcı olur. Bu nedenle öğretmen her çocuğun gelişim özelliklerini bilmeye çalışmalıdır.
 Çalışmalarda bireysel ya da küçük grup(5-7 kişi) deneyimleri tercih edilmesi alıştırmalardaki başarıyı arttırır.
 Çalışmalarda çocuğun belirli kavramları öğrenmesi, genelleyebilmesi, keşfetme ve tümevarım yöntemleriyle gerçekleşir. Örneğin, çocuk renk kavramı için sınıflandırmayı öğrenirken önce ana renklerle ilgilenmelidir. Daha sonra hangi ana renk bir diğeriyle karıştığında oluşan her bir ara rengi öğrenmelidir. Renklerin arasındaki ortak ve farklı özellikleri görebilmeli, sonra sıcak ve soğuk renk diye tekrar sınıflandırılabilmelidir.
 Çocuk akranlarının temposuna göre değil; kendi hızına göre çalışmalara katılmalıdır. Normal çocukların gelişimindeki bireysel farklılıkları göz ardı
edilmemelidir. Her çocuk kendi gelişim düzeyine göre çalışmaya teşvik edilmelidir. Okulöncesi dönemde bu çalışmalar sırasında da “Akranlarıyla aynı hız ve gelişimde olmak veya lider olmak için yarışmak” düşünceleri gerçekçi değildir.
 Öğretmen çocuklara çalışmalara başlamadan önce “Nasıl Yapılacağı” ile ilgili bilgi verilmelidir. Böylece çocuk, kendinden bekleneni bilecek (Amacı) davranışının, nedenli doğru/yanlış olduğunu bilirse zamanı iyi kullanacak veya çok çalışacak ve yaptığı işlemlerde daha güvenli olacaktır.
 Çalışmalarda çocuğa, özellikle başladığı bir işi bitirme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Bir işe başlama ve bitirme alışkanlığını kazanan çocuk başarı elde etmenin doyumunu hissedecektir. Öğretmen, her çocuğa bitireceği kadar ve kolay alıştırmalar vermelidir.
 Çocuğun güdülenmesi, öğrenmesini önemli ölçüde etkiler. Öğrenmeye hazır olmanın yanında, çocuk kendinden ne beklediğini bilirse, telaşa ve paniğe kapılmayarak güven duyacaktır. Öğrencinin uğraştığı çalışmaların, kendisine ne kadar yararlı olduğunu bilmesi ve güven duyması güdülenmeyi arttıracaktır.
 Çalışmalarda güdülenme düzeylerini aşırı arttırmak doğru değildir. Bu durum çocukta duygusal bir gerilim, baskı yaratacak, öğrenmeyi engelleyici olacaktır.
 Öğretmen, öğrenim yaşantılarını düzenlerken mümkün olduğunca çocuğun başarabileceği biçimde düzenlenmelidir. Verilen alıştırmalar sürekli zor olursa, çocukta isteksizlik oluşacaktır.
 Çocuk bazen çalışmalarında başarısızlıkla karşılaşacaktır. Çocuğun başarısızlık karşısında gayretini sürdürmesi kişiliğine, geçmişindeki başarılarından edindiği öz güven duygusuna, anne babasının öğretmenlerinin onun gayretine karşı
gösterdiği tutuma bağlıdır.
 Düzenlenen öğrenim yaşantıları kavram gelişimini desteklemeli, bilinenden, bilinmeyene (Yeni durumlara), somut deneyimlerden, soyut kavramlara doğru hazırlanmalıdır. Okulöncesi çağında çocuk, somut düşünme dönemindedir. Ancak beş duyu ile algıladıklarını ilişkilendirebilir. Bu dönemde soyut düşünmeye eğilim yeterli değildir. Çocuk yalnızca “Matematik” ve “Dil” simgelerini tanımaya başlar.
 Çocuğun yaşayışına bulunduğu çevreye edindiği deneyimlere uygun materyaller ve araştırmalar kavram oluşmasına katkısı daha fazladır.
 Her çocuğun kendine ait öğrenme biçimi vardır. Birine uygun olan diğerine zor gelebilir.
 Çalışmalarda öğrenmenin sonucundaki kazanımlardan daha çok öğrenme sürecinin daha önemli olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, Çocuk bir sorununu çözerken, (Deneme, yanılma, sistematik çözümler vb. ) ne şekilde çözeceği olumlu veya olumsuz sonuç elde etmesinden daha önemlidir.
 

Öğeler: 1 - 1 / 1